Kayseri Avşarlarının Tarihi
Bu bölüm altında incelenen Avşarlar, Kuzey Suriye Avşarlarından olup yazın Uzunyayla'ya çıkan ve kışları önce Suriye'de sonra Çukurova'da geçiren müstakil Avşar Oymağının mensuplarıdır (Bilindiği gibi bu bölgede Köpekli, Gündüzlü ve Beylikli Avşarları da yaşıyordu). Bu Avşarlar uzun uğraşlardan sonra çoğunlukla Kayseri ve çevresine iskan olmuşlardır. An-cak Kayseri ve civarında Avşarların daha önce yerleşmedikleri ve etkin olmadıkları gibi bir yanılgıya düşülmemelidir. Aksine Kayseri ve çevresinde öteden beri güçlü bir Avşar varlığı duyula gelmiştir. Bu konuya kısaca te-mas edelim.
14. Yy'ın sonlarına doğru Sivas ve Kayseri bölgesinde egemen olan Kadı Burhanettin'in damadı Avşar boyundan olan Burhanettin idi. Burhanettin, o dönemde Osmanlı'yı bir savaşta yener ve Timur'a da karşı çıkar. Bu hadiselere bakarak Avşarların bölgede önemli bir güç oldukla-rına ve üst düzey görevlere getirildiklerine hükmedebiliriz. Dolayısıyla Av-şarlardan bazılarının daha o zamanlar göçebeliği terk ederek Kayseri ve civarında yerleşik hayata geçmiş olmaları gerekir. Nitekim 16. Yy ve sonra-sında Osmanlı sicillerinde Kayseri mahalleleri arasında bazı Avşar obalarına ait isimlere rastlanmaktadır (Hacı İvaz, Salmanlı gibi). Diğer taraftan, Evli-ya Çelebi, Kayseri ile ilgili bilgi verirken halkın bir kısmının "bre, hadi bre, yürü bre" şeklinde konuştuğunu bildirir ki günümüzde bile bu tip konuşma Avşarlara has bir söyleyiştir. Bu da Kayseri halkı arasında Avşar asıllıların varlığını bize göstermektedir.
17. Yy ve sonrasında da bölge ve özellikle Erciyes Dağı, Ali Dağı ve Talas ilçesi Avşarların bulunduğu, sürülerini otlattığı yerlerdi. Bu husus Karacaoğlan'ın bir şiirinde de geçer.
Ali Dağı, Erciyes'in eteği
Yiğitler yatağı, sümbül biteği
Yüce tepelerin Avşar yatağı
Burcu burcu kokar gülün Erciyes
Erciyes Dağı ve çevresi, sonraki asırlarda da kimi Avşar obalarına yurtluk olmuştur. Bu civarlarda Avşar baskısı uzun sürmüştür. Sözgelimi, şimdi ilçe olan Hacılar, eskiden ovada kurulu idi. Hacılar halkı 1726 yılında Avşar baskınları sonucu Dört Kuyular mevkiini bırakıp şimdiki yerine yerle-şerek sırtını dağa vermiş ve böylece baskınlardan kurtulmuştu. Bugün bile Kayseri'de "Ne kaçıyorsun arkandan Avşar atlısı mı geliyor" sözü hala söylenir.
Ayrıca 1831 yılında yapılan ilk nüfus sayımında Kayseri köylerinde sülale adlarından yola çıkarak yaptığımız incelemede Kayseri'nin merkez köylerinde de kimi Avşar obalarının yerleştiğini tespit etmiş bulu-nuyoruz. Ancak bu Afşarlar köylere dağınık halde yerleştikleri için azınlıkta kalmışlar, oba isimlerini muhafaza etmelerine rağmen ana boy adını unut-tukları için Avşar olduklarını unutmuşlardır. Bunların köylerdeki nüfusları değişiklik arz etmektedir. Kimi köylerde birkaç hane iken (Yağmurbey, Yazır, Argıncık, Hasanarpa, Havran gibi) bazı köylerde hatırı sayılır bir nü-fusları vardır (Kızık, Mardin gibi). Bazı obalar sadece bir iki köyde ve az oldukları halde (Muncusun'da Taşlıoğlu, Zirve ve Obruk'ta Vezirli, Gesi, Kızık ve Virancık'ta Köse Ahmetli gibi) bazıları bir çok köyde bazen fazlaca görülüyor (Recepli, Mahmudoğlu, Sofular, Halloğlu, Köseli gibi). Diğer bir husus köylerde bazen birden çok Afşar obası bulunurken (Erkilet, Gesi, Bürüngüz, Kızık gibi) kimi köylerde de özellikle bir obanın yerleştiğini görü-yoruz. (Höbek'te sadece Köseliler, Obruk'ta sadece Veziroğlu, Germir'de sadece Ali Ağalar gibi).
Avşarların Kayseri'deki varlığı bununla sınırlı değil. Bir çok Avşar obası farklı zamanlarda yöreye gelerek faaliyette bulunmuş ve iskan ol-muştur. Bu obalar şunlardır. Afşar-lı (-Türkmeni, -Yörüğü) Akçaali, Alembeyli, Alişarlı, Bahrili, Beydenizli, Bostancı, Civanşir, Çöplü, Deliler, Dodurlu, Gökçe, Hacı Mustafalı, Hacı İvazlı, Herekli, Hobalı, Hüseyin Hacılı, İmam Kulu, İmanlı, İsalı (-Hacılı), Kara, Karabudak, Karamanlı, Karasu, Karaşeyhli, Kozanlı, Köçekli, Köseli, Mahmudoğlu, Musacalı (-Kürdü), Mutuklu, Paşalı, Recepli, Sarıfakılı, Sarısintli, Saruhanlı, Selmanlı (Süley-manlı), Silsüpür, Söylemez, Şerefli, Taşoğlu, Tecirli, Tirkeşin, Torun, Yahşi-hanlı.
Ancak bu Avşarların önemli bir kısmı önceden yerleşik hayata geçtikleri ve oba isimlerini muhafaza edip ana boy adını unuttukları, hatta çoğu zaman oba adlarını bile terk ettikleri için Avşar olduklarını bilmemek-tedirler. Üstelik bu durum Avşar obalarının takibini de güçleştirmektedir. Oba adını muhafaza edebilenleri zor da olsa günümüzde araştırarak ortaya çıkarabiliyoruz. Bir örnek vermek gerekirse, Sis Avşarlarından olan Paşalı-lar, henüz 16. Yy'da Kayseri'ye göç ederek merkeze bağlı köylere yerleş-mişlerdi. Bu köyler Eyimli ve Yüreğil olup halen Paşalı adını sürdürmekte-dirler.
1722-23 yıllarında Suriye'nin Avşar Bucağı bölgesinden gelen Avşarlar, Sarıoğlan civarında yerleşmişler ve günümüze kadar varlıklarını korumuşlardır. 7 Bucak Avşarı denilen bu köyler, Burunören, İğdeli, Kale, Karpınar, Körkuyu ve Yelliburun olmak üzere 6 köydür. Bir köyün nerede olduğu bilinmiyor. Bir ihtimal bu köy hemen yakınlarındaki Ebülhayır köyü-dür. Çünkü bölgede Ebülhayır'dan başka Bucak Avşarları gibi Halep ve çev-resinden gelen başka köy yoktur. Körkuyu ve Yelliburun birleşerek günü-müzde Yerlikuyu adını almıştır. Yine Sarıoğlan'ın Sofumahmut köyü de aslen Avşar olup Mahmutoğlu (diğer adı Sofular) obasındandır. Bunlar, Avşar olduklarını bildikleri halde bizim diğer Avşar köylüleri tarafından bi-linmezler. Çünkü klasik ve yanlış bir anlayışla Avşarlar yalnız Pınarbaşı, Sarız ve Tomarza'da yaşarlar.
Yahyalı'da da Avşarların yerleştiğini görüyoruz. Nitekim Yahyalı'da dokunmuş bir kilimin Avşarlar tarafından dokunduğu tespit edilmiştir. Ancak malum olduğu üzere günümüzde Yahyalı'da Avşar olduğu bilinmez ve kabul edilmez.
Bünyan ilçesi de Avşarların faaliyette bulunduğu bir yerdi. Bilindiği gibi Avşarların yerleşim yerlerinden biri olan Zamantı kazası Bünyan'dadır. Günümüzde ilçe merkezinde henüz 16. Yy'da yerleşmiş olan Karamanlı Avşarları ile Vezirli obası ve Mantıcıoğulları sülalesi yaşamaktadır. Vezirli obası Yünören ve Kösehacılı köylerinde de bulunuyorlar. Cevanşirler de Karacaören köyündedirler. Bunun yanında Girveli, Taçın ve Dağardı Av-şar'dır. Bürüngüz köyünde de Recepliler bulunuyor.
Develi'de ise Avşar obaları yoğun olarak yerleşti. Sindel Avşarı Sindelhöyük, Köseli Avşarı Köseler, Hacı İvaz Avşarı ise Ayvazhacı köyünü kurdu. Cevanşirler Millidere, Kozanlılar da kısmen Çöten'de yaşamakta-dır. Ayrıca Saraycık ta bir Avşar köyüdür. Deliler ve Hacı Mustafalıların uzun süre Develi'de etkinlik gösterdiklerini ve yerleştiklerini biliyoruz.
İncesu'da Avşarların yoğun olduğu bir bölgeydi. Hacı İvazlıların İncesu taraflarından gelip Kayseri merkeze yerleştiklerini biliyoruz. Garip-Şah Avşarı Garipçe köyünü kurarken, Receplilerden bir kısmı Sarıkürklü köyüne yerleşti. Tecirli Avşarı ise Viranşehir'de iskan oldu. Sivas'tan gelen Avşarlar ise az miktarda Süksün'de yaşıyorlar.
Yeşilhisar ilçesinde Avşarlar, kısmen Doğanlı (Niğde merkeze bağlı Gölcük kasabasından gelmeler. Bunlar Gölcük'te hala Avşar adını yaşatıyor-lar) ve Sindel obasının kurduğu Sindel (Kovalı) köyündedir.
Tomarza'da Maraş'tan gelenlerin kurduğu köyler İmanlı Avşarından olmalıdır. Avşar olduklarını bilmeyen bu köylülerin Aksaray'da bulunan akrabaları orada Avşar olarak tanınıyorlar. Bu köyler Trafşın (yeni adı İncili. Afşın'a bağlı Telafşın köyünden gelme), Köpekli (yeni adı Turanlı. Köpekli köyü buraya Çörümşek'ten gelmiştir ki Maraş defterlerinde Çörümşek nahi-yesinde diğer adı Girgin olan Köpekli adında bir köy vardır. Bu köye ait bir ferman elimizde mevcuttur), Mardin (yeni adı Ekinci. Göksun'un Tecirli aşiretine mensup Yeniyapan köylüleri köylerinde yaşayan Avşarların göç ederek Mardin'e gittiklerini söylüyorlardı. Bu Avşarların adları, Kıllılar, Apıklar, Sarıoğlanlar ve Sarıarslanlar idi.), Gülveren ve Karaören'dir. Ayrıca Çiraz köyünde az miktarda İmamkulu köyünden gelen Avşarlar var.
Emirusagi Belediyesi Kocanalli Avsarlarindandir. Dadaloglu belediyesi Ibrahim beyli Avsarlarindandir. ( Kaynak Selami Saygili)
Yemlihalı Avşarı da Kocasinan ilçesine bağlı Yemliha kasabasını kurmuştur. Hacılar ilçesinde de Avşarlar yerleşmiştir. Bir sülale Avşarlar adıyla anılırken bazı sülalelerin de Avşar kökenli oldukları (Mutlular ve Kuruköprülüler) bilinmektedir. Ayrıca Hacılar da "Avşar Yeri" diye bir mevki bulunuyordu.
Bu bilgilerden anlaşıldığı gibi Kayseri ve yöresi eskiden beri Avşarların yurt tuttuğu bir bölgedir. Şimdi asıl konumuza dönelim.
1. İskan Öncesi Durum
16.yy başlarında Osmanlıların Memlüklüler'i yıkıp Mısır ve Suriye'yi fethetmesi sonucu Kuzey Suriye'deki Türkmenler Osmanlı hakimiyetine girmiş oldu. Bölgedeki aşiretler Osmanlı hakimiyetini kabul etmeyip savaş-tılar, ancak ağır bir yenilgi aldılar. Bunun üzerine diğer Türkmen grupları gibi Afşarlar da kendilerine orduda subaylık veren, vergi muafiyeti tanıyan ve itibar gösteren Safevilerin hizmetine girmek için çoğunlukla İran'a göç-tüler. İmanlı ve Alplı Avşarlarının bu sırada İran'a geldiklerini biliyoruz. Bu yüzden bu asırda nüfuslarının diğer Türkmenlerden az olduğu görülüyor.
Osmanlı hakimiyetinde kalan bölgedeki Türkmenler ise Halep Türkmenleri ve Yeni-il Türkmenleri adıyla bölgede varlıklarını sürdürdü-ler. Afşarlar, Halep Türkmenleri içinde Köpekli, Gündüzlü ve Beylikli Avşarı olmak üzere üç oymak tarafından temsil ediliyordu. Ayrıca bölgede bir de müstakil Avşar oymağı bulunuyordu.
Bunlardan Avşar oymağı, 16. Yy'ın ikinci yarısında 158 vergi evinden ibaretti. Memluklular zamanında dirlik tasarruf eden bu oymak Osmanlı döneminde de bu dirliğini korumuştur. Türkiye'de oturan yerleşik ve göçe-be halk arasındaki nüfus artışına uygun olarak bu Afşarların da nüfusu art-mıştır. XVI. yy'ın ikinci yarısında Türkmenlerin başındaki Boy beyi aileleri yok olmuş, yerlerini obaları idare eden Kethüdalar almıştır. Bu bey ailelerin ne olduğu bilinmiyorsa da büyük ihtimalle İran'a gitmiş olmalıdırlar. İşte Halep Avşarları arasında gördüğümüz bu Afşar oymağının başında da ket-hüdaları görüyoruz. 1579-80 yılında onlar Recep, Bahri ve Küçük Minnet kethüdanın idaresindeydiler. Bunlardan Recep ve oğulları öyle ün salmış-lardı ki 17.yy'da Afşarlar çok defa Recepli Avşarı adıyla tanınmışlardır. On-lar aynı yüzyılın son yarısında Zamantı bölgesine yaylaya çıkıyorlardı.
1624 yılında Abaza Mehmet Paşa'nın II. Osman'ın (Genç) intikamını almak için Sadrazam Çerkez Mehmet Paşa'ya karşı ayaklandığında, Orta Anadolu'dan toplayıp Kayseri'deki Boğazköprü'ye kadar getirdiği 40.000 kişilik ordusunda Afşarlar (Recepli, Çöplü, Kozanlı), Sırkıntılılar, Mamalılar, (Cerid'den) ve Pehlivanlılar (Bayat'tan) vardı.
Afşarlar, Recep-Oğulları'nın başkanlığında 1687 yılında Avusturya'ya yapılan sefere katılmışlar, 1690'da yapılan sefere de çağrılmışlardır. Bu son sefere Afşarlar şu beylerin idaresinde 200 atlı ile katıldılar : Recep-Oğlu Halil Bey, Recep-Oğlu Dana Murat Bey, Çerkez-Oğlu Hacı Mus-tafa Bey, Çerkez-Oğlu Ömer Bey, Deli Seyf-Oğlu Mire Muammer Bey, Bahri-Oğlu Himmet Bey, Kara Gündüz-Oğlu Kara Halil Kethü-da, Kara Gündüz-Oğlu Selim Bey, Kara Gündüz-Oğlu Murat Bey, Hacı İvaz-Oğlu Dokuz İbrahim Bey, Hacı İvaz-Oğlu Abaza Bey, Kör Ali Oğlu Gündüz Kethüda.
Bu isimlerden anlaşılacağı üzere Afşarlar başlıca beş ailenin idare-sindeydiler (Recep, Çerkez, Bahri, Kara Gündüz, Hacı İvaz). Bilindiği gibi bunlardan bazıları Afşar obalarının ismini taşımaktadır. Kayseri ve civarına yerleşen Afşarlar işte bu Afşar oymağı ile Köpeklilerden gelmektedir. Af-şar'lar özellikle Sis yöresinde oldukça kuvvetliydiler. 1691'de Sis Sancak beyi Recep-Oğlu Halil Bey idi.